Bu sene en soğuk kışlardan birini geçirdik hatta hala kışın etkilerini yaşıyoruz. Hiç kar yağmayan yerler bile kar ile tanıştı çocuklar karın tadını çıkardı. Fakat bu ani değişimleri büyük bir şaşkınlıkla izliyorum. Gerçi çevre kirliliği, sera etkisi, ozon tabakası ve çevre katliamları sonucunda bu değişimlere birazda biz insanoğlu neden olduk ve doğa, dengesini bozduğumuz için bizden intikam alıyor.
Bir gün güneşli, bir gün yağmurlu ne yapacağımızı nasıl giyinip nasıl hareket edeceğimizi bile şaşırdık. Aslında her zaman aklıyla övünen insanın, doğa olayları karşısında çaresizliğinin açık bir kanıtı değil mi bu? Çok kötü kullandık biz dünyayı ve halada kullanmaya devam ediyoruz. Ne aldığımız eşyaların, nede atıklarımızın doğaya verdiği zararı hiç düşünmeden sadece günü kurtararak yaşıyoruz. Gelecekte ne olacağı hiç umurumuzda olmadan.
Ben kızıma doğduğu günden beri çevre bilinci aşılamaya çalışıyorum. En azından çöpleri yere atmamayı ve hatta ayırmayı öğretebilirsem bu bile yetecek bana en azından içim bir derece rahat olacak. Gelecekte çocuğumu nasıl bir gelecek bekliyor bilmiyorum ama şöyle bir etrafıma bakıp bu değişen mevsimleri de gördükçe çokta umutlu olamıyorum. Tek benim bir çabam ile dünya kurtulacak mı hayır tabi ki ama deniz yıldızı misali bir tanesi bile kurtulsa bir umuttur.
Kaçınız evinizde çöpleri ayırıyor bilmiyorum ya da kaçınız aldığınız eşyanın geri dönüşümlü olup olamadığına bakıyor ve hatta markete gittiğinde gereksiz torbalar almak yerine ihtiyacı kadar alıyor. Bir çok sosyal paylaşım sitelerinde bu çevre kirliliği ile ilgili videolar yazılar görüyorsunuzdur. Sadece biraz daha duyarlı olmak yeterli.
Ben bu havaların dengesizliğini artık doğanın çığlığı olarak yorumluyorum. Umarım bu çığlığı duyan birileri olur ve yardım elini uzatır. Daha önce söylediğim gibi bir kişinin çabaları ile dünya kurtulmaz ama bir kişi, bir kişi daha olur ve sonra bakmışız ki yüzlerce, binlerce, milyonlarca kişi olmuşuz.
Sevgilerle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder