Okula giderken en sinir olduğum cümle bu idi. Annem gelir hadi kızım biraz ders çalış dediğinde, çalışacak olsam bile çalışmak istemezdim. Gerçi ben çalışan bir annenin çocuğuydum. O zamanlarda ev işleri , iş arasında koşturan annemin bize ayıracak çok fazla zamanı yoktu. Elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyordu o kadar. Tabi böyle bir durumda iş başa düştüğü için kendi başımıza hallediyorduk ödevleri. Ama gene de annem ders çalış çocuğum dediğinde sanki afakanlar basıyor "üfff anneeeee......" diyerek ya ortamdan kaçıyor yada televizyon izlemeye devam ediyordum.
Şimdi ise ben kızımın peşinde, hadi kızım ders çalış diye koşturuyorum. Doğal olarak da aynı cevapları ben alıyorum. :)) Ne hissettiklerini bile bile bu şekilde davranmak garip mi garip ama elimde olmayan bir annelik duygusu ile ona çalış demeden duramıyorum. Annelerimizden geçen bulaşıcı bir hastalık galiba...
Geçen hafta sınavlarımız vardı. Emin olun ben kızımdan daha çok stres oldum ve daha çok önemsedim. Aslında bir bakıma ona kötülük yaptım. Çünkü ben her zaman ona çalış demeyeceğim ve onun bir şekilde çalışmayı öğrenmesi gerekecek. Ama elimde değil ne yaparsınız ki olmuyor. Akşamları geliyor onunla oturuyorum bir güzel ders çalışıyoruz. Hatta konuları unuttuğum için ben önceden çalışıyorum. Sonra oturuyoruz çalışmaya. Hadi bir soru daha çözelim kızım, bak bu konuyu tekrar çalışalım kızım, aaa bak okuman geriledi, ders çalıştıktan sonra birazda kitap oku kızım.... gibi bir sürü yap, yapalım ve yapmalısın tarzında cümleler ile geçti iki haftamız.
Dersler çok ağır, çocukların tüm konuları anlaması çok zor. Elbette yardım etmeliyiz ama galiba bunu da ayarında yapmalıyız. İşten eve geldiğimizde ne isteriz? Kafamızı dinlemek, şöyle rahatça oturup keyfimize bakmak. Peki çocuk ne ister ? Onlar için dinlenmek demek oyun demek. Okuldan gelince ne kadar yorgun olurlarsa olsunlar, oyun oynamak isterler, belki biraz televizyon izlemek ve en önemlisi anneleri ile olmak. Ne yazık ki eğitim sistemimiz o kadar ağır ki tüm gün okuldan gelen çocuklarımız tam dinlenecekleri zaman hadi tekrar ders başına. Bir yarış atı gibi koşturmacaya. Sonra kendine güvenen, hayal gücü kuvvetli, sporcu nesiller yetiştiremiyoruz diye söyleniyoruz. İyide onlara kendilerini geliştirebilecekleri boş vakit bırakıyor muyuz acaba?
Eğitim sistemimiz hakkında konuşmak istemiyorum. Hele bu sene yeni başladığımız 4+4+4 sitemi hakkında hiç yorum bile yapıyorum. Ben çevremde bu sistemin çok mağdurunu görüyorum. Maalesef ki bir yapboz tahtasına dönen eğitim sistemi ile çocuklarımızı okutmaya çalışınca biz anneler galiba daha uzun seneler " ders çalış çocuğum " diyecek gibi görünüyoruz.
Sevgilerle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder